'YENİDEN BAŞLAT'
Uygar dünya; bilim ve uygulayımbilimde (teknoloji) aklın, insanın yaratılış özelliklerinin sınırlarını her an zorluyor. Çok şükür!
Bir sabah uyanacağız ki insan beynine takılan bir mikroçip geliştirilmiş; 'akıllı' cep telefonlarıyla bilgisayarlardaki 'yeniden başlat' imlecini de içeriyor.
Bu arada bizler; 'Tanrı akıl dağıtıyormuş, herkes yine kendi aklını beğenmiş' gerçeğini yaşayan kişiler olarak kendi dünyamızda kendimizle baş başa kalmayı sürdüreceğiz. Değerli yalnızlık!
Ama sanatçılar için aynı şey söylenemez.
Örneğin, Sezen Aksu'nun beyninde 'yeniden başlat' imleci zaten var!..
'SEVİYORDUM, LİNÇ ETTİM'
Aksu, 2010 referandumu öncesi, 'hayır' oyu vereceğini açıklayan kişiler için "İki cihanda lekelisiniz." demişti.
İktidar ve bileşenleri onu çok sevdiler; 'Ben sende tutuklu kaldım.'
Bu sevgi sarmalında, Aksu'nun 2017 yılında yabancı bir şarkıyı uyarlayıp yazdığı "Selam söyleyin / o cahil Havva ile Adem'e..." dizeleri de kaynayıp gitti!
Kaynayıp gitti, derken belli kesimin kendi kazanlarında kotarıp pişirdiklerini kastediyoruz.
Yoksa o şarkı sözlerinde bizce 'dinsel duyarlılığı yüksek' insanlara yönelik herhangi bir saygısızlık yok.
Çünkü:
Arapça "cahil" sıfatının, TDK Güncel Türkçe Sözlük'üne göre üç ayrı anlamı var:
"1. Öğrenim görmemiş, okumamış.
2. Belli bir konuda yeterli bilgisi olmayan.
3. (Halk ağzında) Deneysiz, genç, toy (delikanlı veya kız)."
Şarkıda "cahil" sözcüğünün,"Hz. Adem'le Havva, cennette yasak meyveyi yiyince günah işlemiş olacaklarını bilmeyecek denli genç, toydular" anlamında kullanıldığına eminiz.
Kaldı ki sanatçı özgürdür; yapıtlarında örneğin Tanrıtanımazlığı (ateizm) işlese de ona kimse karışamaz, karışmamalı. Beğenmeyen izlemez, şarkısını da söylemez.
Ama, sanırız birileri, gün gelir işimize yarayabilir düşüncesiyle Aksu'nun o dizelerini özel andaçlarına not etmişler. Sanatçının, şarkısını Youtube'da, 2022 yılbaşı iletisi de ekleyerek yeniden yayımlamasını fırsat bilip eski defteri açıverdiler.
Çünkü deniz bitmiş, rüzgâr ters yönde sert bir fırtınaya dönüşmüş; vahim durumun dikkatlerden kaçırılabilmesi için harcanacak yeni kişilere, üretilecek suç ve suçlulara, topluma çiğnetilecek yeni sakızlara gereksinim var.
Gerisini biliyorsunuz; günümüz Türkiye'sinde sıradan her faninin başına gelebilecek şeyler... 'Siyah giyen adamlar'ın, Aksu'yu önce tehdit edip sonra gecenin bir vakti evinin önüne hem de polis eşliğinde gelerek protesto haklarını 'özgürce' kullanabilmeleri; ardından iktidar bileşeni tarafından sanatçının "sorumsuz ve şuursuz, kafası arızalı, kalbi taşlı ve dikenli" gibi sözlerle hedef gösterilmesi; derken cuma namazı çıkışı en üst düzeyden kendisine yapılan "Dilini koparırız" uyarısı!..
UNUTULMAYACAK YANIT
Sezen Aksu, kısa bir suskunluğun ardından, bütün bunlara çok anlamlı bir yanıt verdi; yazdığı yeni şarkı sözünü sosyal medyada paylaşarak...
Şarkının adı "Avcı".
Doğrudan, "Dilini koparırız!" uyarısına karşı meydan okuma niteliğindeki dizeleri şöyle, sanatçının:
"Sen beni sezemezsin
Dilimi ezemezsin..."
Şarkı, henüz bestelenmeden tarihe geçti. Biz bu satırları yazarken 51 dile çevrildiği haberleri geliyordu. Dünyanın dört bir yanındaki ezilmiş halklar, koro hâlinde meydanlarda, stadyumlarda belki yüz yıllar boyu bu dizeleri haykıracak.
"Sen beni sezemezsin
Dilimi ezemezsin..."
Sayın Aksu, sayın Erdoğan'a ne denli teşekkür etse azdır.
VUR AMA DİNLE!..
Aslında, Aksu'nun kendi beynine, belki yüreğine de yönelik "yeniden başlat" buyruklarının ilki değildi bu.
2010 referandumu öncesi, 'hayır' oyu vereceğini açıklayan kişiler için söylediği "İki cihanda lekelisiniz" sözü, demokrat çevrelerin haklı tepkisiyle Aksu'nun kendisine bir 'leke' olarak yapışmıştı.
Kimse pek sözünü etmiyor; sanatçıya haksızlık olmasın diye biz anımsatalım:
Hürriyet gazetesinden Çınar Oskay, referandumdan yaklaşık beş yıl sonra 2015'te söyleşi yaptığı Sezen Aksu'ya, o sözlerini sormuştu. Aksu'nun yanıtı şöyle olmuştu (1):
"Birileri bize bu ülkede kalıcı barışı tesis edeceğine ve evrensel hukuk kuralları içinde Türkiye'yi demokratikleştireceğine dair bir söz verdi. Ben de bu vaatlere şans tanıdım."
Kimileri, "Atı alan Üsküdar'ı geçti. Son pişmanlık faydasız." diyerek Aksu'nun savunmasını geçersiz sayabilirler.
Ama bu arada, sanatçının söz konusu "Şahane Bir Şey Yaşamak" adlı şarkısıyla birlikte Youtube'da paylaştığı ancak Adem'le Havva tartışması yüzünden gürültüye giden 2022 yılbaşı iletisini de anımsatmamız gerekiyor. İleti şöyle:
"... Bu yılın hepimize daha iyi insan olabilmeyi, dünya üzerindeki canlı cansız her şeyin bütünlüğünü hatırlamayı, kendimizden başlayarak hakikatle yüzleşebilmeyi, koşulsuz özgürlüğün peşine düşmeyi, dayanışmanın kudretini idrak edebilmeyi, birbirimizin yaralarını sarabilmeyi, gitgide normalleştirdiğimiz şiddetin ve onu normalleştirmek için küçücük insan aklıyla oynadığımız oyunlardan utanabilmeyi, değişmeyi, dönüşmeyi, ilerlemeyi, her varlığı eşitleyen gerçek adaleti tesis edebilmeyi ve bunu mümkün kılacak aklı başımıza getirmesini diliyorum, bütün kalbimle..."
Öncelikle, 'dil koparma' uyarısının bir 'tehdit suçu' olduğuna ilişkin 'emsal yargı kararı' bulunan bir ülkede yaşadığımızı belirtelim.
Ama, yine de yukarıdaki iletinin ışığında soralım:
Sezen Aksu'nunki 'koparılası' bir dil midir?
Yoksa -kişisel özeleştirisini de yapıp- hepimizi, "yeniden başlat" imlecine basarak insanlık ayarlarımıza dönmeye çağıran bir dil mi?..
Karar sizin.
DİL YANLIŞLARIMIZ
Bir bakan, 8 Ocak 2022 akşamı telefonla bağlandığı tv kanalında, kendisine kimi suçlamalar yönelten parti liderine yanıt verirken şöyle bir tümce kurdu:
- Falanca tünelin üstüne neden 'harfiyat' dökmüşler?
Sayın bakanın üstüne basa basa söylediği "harfiyat"; ilk anda, "harf" sözcüğünün çoğulu gibi algılanmış olabilir.
Ama, "harf"in çoğulu -bizim gibi gazetecilik mesleğinde eskimiş olanlarla matbaacıların bildiği- "hurufat".
Kendilerinin söylemek istediği ise eskimiş Arapça kökenli olan ama inşaat sektöründe hâlâ yaygınlıkla kullanılan "hafriyat" ki o da dökülmez; 'toprağı kazma, kazı' anlamlarına gelir.
Bir sözcükteki harflerin (örnekte 'f' ile 'r'nin) yerleri değiştirilerek düşülen 'dil yanlışı'na, Batılılar "metatez" (Fr. métathèse), biz ise "göçüşme" diyoruz.
Harfleri sözcük içinde oradan oraya 'göç ettirerek' yanlış sesletmek, sıradan insanların bağışlanabilir konuşma kusuru sayılabilir. Ama, üst düzey bir devlet görevlisinden işittiğimiz bu dil yanlışını çok yadırgadığımızı belirtelim.
GRAM GRAM 'EPİGRAM'
-Gazeteci Sedef Kabaş'a özgürlük!-
Her gün, üç öğün
Küfür üstü herze (2)
Halka bol kepçe...
Atasözüne kelepçe!
1) Hürriyet, Kelebek eki, 28 Haziran 2015
2) Herze: Saçma söz.